Yükselmenin kibirle değil tevazuyla olacağını Rasul-i Ekrem (sav) Efendimiz'in haber vermesiyle şuuruna yerleştiren müminin kalbinde kibirin zerresi bile olmamalıdır. Zira Efendimiz, büyüklüğün sadece Allah Teala'ya mahsus olduğunu şu kudsi hadiste (manası Allah Teala'dan, lafızları Efendimiz'den olan hadis) ifade buyurmuştur
"Kibriya ridam, izzet izarımdır (bunlar bana mahsus sıfatlardır). Bu ikisinden herhangi birisi konusunda benimle çekişen, bana ortaklığa yeltenen kimseyi cehenneme atarım."163
Efendimiz s.a.v'in, "Kalbinde zerre miktari kibir bulunan kimse cennete giremez"164 buyurmasındaki hikmeti burada aramalıdır. Zira böyle bir durumdaki kişi, münhasıran Yüce Allah'a ait olan bir sıfatta O'na ortaklık etmeye kalkışmış olmaktadır. Oysa belirttiğimiz gibi, kuluk yükselişi kibirle değil, tevazudadır. Efendimiz (s.a.v), bu ilginç durumu şöyle ifade ediyor: "Hiçbir sadaka mali eksiltmez. İnsan (kendisine yapılan haksızlıkları) affettikçe Allah da onun izzet ve şerefini artırır. Kim de Allah' için tevazu ederse Allah onu yükseltir."165